Koronavirüs Tedbirlerinin Kişisel Verileri Koruma Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi

KORONAVİRÜS TEDBİRLERİNİN KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KANUNU ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Koronavirüs (COVID-19); tüm dünya çapında insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden ve ölümlere yol açan bir hastalık olarak gündemde yer almaktadır. İşbu Bilgilendirme Notumuzda, Koronavirüs’ün Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında nasıl değerlendirileceğini ve buna bağlı olarak bu verilerin hangi şartlar altında işlenebileceği hususu değerlendirilecektir.

 

  1. KORONAVİRÜS (COVID-19) İLE KİŞİSEL VERİLER ARASINDAKİ İLİŞKİ

 

Kişisel veriler, bireyleri tanınabilir veya belirlenebilir kılmaya yarayacak her türlü verilerdir. KVKK kapsamında temel prensip kişisel verilerin bir hukuka uygunluk sebebinin varlığı halinde işlenmesidir.

 

KVKK’nın 6. maddesinde, hukuka aykırı olarak işlendiğinde kişilerin mağduriyetine veya ayrımcılığa sebep olma riski taşıyan bir takım kişisel veri “özel nitelikli” olarak belirlenmiştir. Bu veriler; ırk, etnik köken, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançlar, kılık ve kıyafet, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlık cinsel hayat, ceza mahkumiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili veriler ile biyometrik ve genetik verilerdir.

 

Koronavirüs ile ilgili işlenecek olan sağlık verileri özel nitelikli kişisel veriler olacağından bu verileri işlerken dikkatli olunması gerekmektedir. İlgili kişilerden açık rıza alınmadan kişisel verilerinin kamu sağlığının korunması amacı ile işlenmesi hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı nedeni ile mümkün olsa da işlenen verilerin işleme amacıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması gerekmektedir.

 

  1. İŞ YERİNDE ATEŞ ÖLÇÜLMESİ

 

  1. Aydınlatma Yükümlülüğü

 

KVKK’nın 10. maddesi çerçevesinde veri sorumluları, her bir kişisel veri işleme faaliyetinde verilerin işlenmesinden önce veri sahiplerine karşı aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmelidir. Dolayısıyla her durumda olduğu gibi işverenler tarafından Koronavirüs salgını kapsamında alınan tedbirlerin uygulanması esnasında kişisel veri işleniyorsa işverenlerin çalışan, ziyaretçi gibi önlemlerin muhatabı veri sahiplerine karşı aydınlatma yükümlülüğü devam etmektedir.

 

Bu nedenle, iş yerine giriş esnasında ateş ölçülmesi yapıldığına ilişkin aydınlatma mahiyetinde iş yeri girişine yazı konulması gerekmektedir.

 

  1. İş Yerinde Ateş Ölçülmesinin Hukuki Dayanağı

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın işyerlerine yönelik hazırladığı 20.03.2020 tarihli COVID-19 rehberinde, çalışanlara işe başlamadan önce ateş ölçer ile ateş ölçümü yapılması gerektiği belirtilmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı tarafından 23.03.2020 tarihli valiliklere yönelik yazıda ise, özel güvenlik görevlilerinin ziyaretçilerin ateşini ölçmesinin kamu güvenliğinin sağlanması ve kamu sağlığının korunması amacıyla salgına karşı alınacak tedbirler ve önlemler kapsamında birtakım sorumlulukların yerine getirilebilmesi için virüs salgınının yaşandığı bu süreçte ve bu süreç sona erinceye kadar makul bir uygulama olduğu ve salgın süresince, özel güvenlik görevlilerinin termal kamera ve gelişmiş ateş ölçer ile ölçüm yapmasında sakınca görülmediği belirtilmiştir.

 

Bu kapsamda, iş yerine giriş esnasında termal kamera veya ateş ölçer ile ölçüm yapılması Koronavirüs tedbirleri kapsamında sayılmıştır.

 

  1. Ateş Ölçümü Sonucunda Çıkan Verinin Kaydedilmesi

 

KVKK’nın 6. maddesi çerçevesinde sağlık verileri özel nitelikli kişisel veriler olup, bu verilerin işlenmesi için açık rıza aranmayan tek istisnai durum, sağlık verilerinin, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler (işyeri hekimi vs.) veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından işlenmesidir.

 

Ateş ölçümü sonucunda elde edilen veri sağlık verisidir. Sağlık verilerinin de açık rıza aranmadan işlenebilmesinin koşulu, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan işyeri hekimi tarafından işlenmesidir. Koronavirüs tedbirleri kapsamında ateş ölçme işleminin bizzat işyeri hekimi ya da sır saklama yükümlülüğü olan sair sağlık personeli tarafından yapılması uygun olacaktır. Ancak, yukarıda belirtildiği üzere Emniyet Genel Müdürlüğü’nce özel güvenliklere ateş ölçme yetkisi verilmiştir. Özel güvenliklere verilmiş olan bu yetki KVKK’nın 6. maddesine bir istisna oluşturmayacaktır. Ateş ölçümünden çıkacak olan verilerin doğrudan işyerine hekimine bağlı olması gerekecektir. Şüpheli bir durum olması halinde işyeri hekimi ilgili kişiyi yanına çağırabilecektir.

Bu kapsamda, sürecin işyeri hekiminin yönetiminde ve gözetiminde yürütülmesi ve süreçte görev alan kişilerle gizlilik sözleşmeleri imzalanması önerilir.

 

  • KORONAVİRÜS SEMPTOMLARI GÖSTEREN ÇALIŞANIN BU DURUMU İŞYERİ HEKİMİNE BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

 

Bu çerçevede, özellikle sağlık verilerinin işlenmesi açısından çalışanın rızasını alma yoluna gidilmesi tercih edilebileceği gibi, salgının yayılma hızı düşünülürse, çalışan kendi rızası ile de hastalık bildirimi yapabilecektir. Açık rıza dışındaki şartlar dâhilinde ise, sağlık verilerinin iş yeri hekimleri tarafından işlenmesi söz konusu olacaktır. İşyerinde çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı çerçevesinde kendilerinin ve diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekten sorumlu oldukları için Koronavirüs semptomları gösteriyorlarsa diğer çalışanlara da hastalığın bulaşma ihtimalini önlemek adına işyeri hekimine bildirmelidir.

 

Burada işverene yüklenen başka bir sorumluluk vardır. İşveren, çalışanlardan birinde Koronavirüs semptomlarından herhangi birinin saptanması halinde derhal işyerine hekimine başvurması gerektiğine ilişkin bir aydınlatma yapmalıdır. Bunu çalışanlara e-posta yolu ile ya da işyerinde duyuru şeklinde yapılması çalışanların meşru menfaati çerçevesinde değerlendirilecektir.

 

İşyeri hekiminin işyerinde Koronavirüs vakasının tespit edildiğini İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Birimine derhal bildirmesi gerekmektedir.

 

  1. İŞYERİ HEKİMİNİN İŞYERİNDE KORONAVİRÜS VAKASININ TESPİT EDİLDİĞİNİ DİĞER ÇALIŞANLARINA BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

 

İşyeri hekimine başvuran çalışana Koronavirüs teşhisi konulursa, işyeri hekiminin bunu diğer çalışanlara bildirme yükümlülüğü vardır. Koronavirüs, bulaşıcı olduğundan bir çalışana teşhis konulursa diğer çalışanlara da bulaşmış olabileceği düşünülmelidir. Bu nedenle, herkesi tedbir alması açısından işyeri hekimi işyerinde bulunan diğer çalışanlara duyurmakla yükümlüdür. Ancak, işlenen verilerin işleme amacıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması gerektiğinden çalışanın ad soyad bilgileri paylaşılmadan duyuru anonim olarak yapılmalıdır.

 

  1. DEĞERLENDİRMELERİMİZ

 

Koronavirüs salgını Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiş olmakla beraber Koronavirüs salgınının bulaşıcılığının çok ileri seviyede olduğu belirtilmiştir. Çin, İran ve İtalya başta olmak üzere tüm dünya çapında insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden ve ölümlere yol açan bir hastalık olarak gündemde yer almaktadır.

 

İşyerlerinde çalışanların güvenliği açısından birtakım tedbirler alınmalıdır. İşveren, çalışanlarına bildirim yaparak Koronavirüs semptomlarını taşımaları halinde derhal işyeri hekimine başvurmaları gerektiğine ilişkin bildirim yapmalıdır. Bununla beraber, eğer çalışanlardan birine Koronavirüs teşhisi konulmuşsa, işyeri hekimi çalışanın adını vermeden tüm işçilere bildirim yapmalı ve hepsini kontrol etmelidir.

 

İşyeri hekiminin işyerinde Koronavirüs vakasının tespit edildiğini İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Birimine derhal bildirmesi gerekmektedir.