Biyometrik İmza Verisinin Kullanılmasına İlişkin Görüş Talebi ile ilgili olarak Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27.08.2020 Tarih ve 2020/649 Sayılı Karar Değerlendirmesi

BİLGİLENDİRME NOTU

 

Konu: Biyometrik İmza Verisinin Kullanılmasına İlişkin Görüş Talebi ile ilgili olarak Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27.08.2020 Tarih ve 2020/649 Sayılı Karar Değerlendirmesi

Tarih: 13/10/2020

Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”) 27.08.2020 tarihli ve 2020/649 sayılı kararında biyometrik imza verilerini Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun (“KVKK”) 6. Maddesi ve Türk Borçlar Kanunu (‘’TBK’’) çerçevesinde incelemiştir.

Biyometrik İmza Verisinin KVKK’nın 6. Maddesi Açısından Değerlendirilmesi

KVKK 6. maddesi; ‘’(1) Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. (2) Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır.  (3) Birinci fıkrada sayılan sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel veriler, kanunlarda öngörülen hâllerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. Sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. (4) Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde, ayrıca Kurul tarafından belirlenen yeterli önlemlerin alınması şarttır.’’ hükmünü içermektedir.

 

Biyometrik veri, KVKK 6. maddesi kapsamında özel nitelikli kişisel veriler arasında sayılmıştır. Bu kapsamda, işbu madde uyarınca biyometrik veri ilgilinin açık rızası alınarak işlenebilecektir.

 

Kurul, biyometrik imza verisinin TBK’ın sözleşmenin şekline ilişkin 14. ve 15. maddesi açısından değerlendirmiş olup, TBK’nın 15. maddesi;

 

‘’İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur. Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur. İmzanın el yazısı dışında bir araçla atılması, ancak örf ve âdetçe kabul edilen durumlarda ve özellikle çok sayıda çıkarılan kıymetli evrakın imzalanmasında yeterli sayılır. Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.’’

şeklinde düzenlenmiştir. TBK kapsamında imza,  ıslak imza ve elektronik imza olarak düzenlenmiştir. Kurul, biyometrik imzanın TBK kapsamına girmediği sonucuna varmıştır.

 

Kurul, biyometrik imzayı KVKK’nın 6. maddesi 3. fıkrası uyarınca kanunlarda öngörülen hallerde ilgili kişinin rızası alınmaksızın işlenebileceği hususunu TBK’nın 14. ve 15. maddesi kapsamında değerlendirmiştir. Bu çerçevede işbu kararda, biyometrik imzanın, kanunlarda öngörülen haller kapsamına sokulmasının, KVKK’nın lafzının geniş yorumlamasına ve ölçülülük ilkesine aykırı olacağı sonucuna varmıştır.

 

Sonuç olarak Kurul;

  • Biyometrik imzanın biyometrik veri niteliğine haiz olduğu,
  • Bu nitelikteki verilerin işlenebilmesinin KVKK’nın 6. maddesi uyarınca kanunlarda öngörülme şartının gerçekleşmesi ya da ilgili kişilerden açık rıza alınması ile mümkün olabileceği,
  • TBK ‘nın 15. maddesinde yer alan hükmün KVKK’nın 6. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “kanunlarda öngörülme” şartına karşılık gelmediği,
  • Bu sebeple söz konusu işlemenin ancak ilgili kişilerden;
  • Açık rıza alınması,
  • KVKK’nın 10. maddesi kapsamında gerekli aydınlatmanın yapılmış olması,
  • KVKK’nın 6. maddesinin 4. fıkrasına dayanarak Kurul tarafından belirlenen “Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenmesinde Veri Sorumlularınca Alınması Gereken Yeterli Önlemler” in de dikkate alınması,

sonucuna varmıştır.

Saygılarımızla;

Bir Bankanın Veri İhlali Hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 05/05/2020 tarih ve 2020/344 sayılı Karar Değerlendirilmesi

BİLGİLENDİRME NOTU

Konu: Bir Bankanın Veri İhlali Hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 05/05/2020 tarih ve 2020/344 sayılı Karar Değerlendirilmesi

Tarih: 13/10/2020

Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”), bankacılık sektöründe faaliyet gösteren bir veri sorumlusunun Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun (“KVKK”) 12.maddesinin 1.fıkrasına uymadığı gerekçesiyle 1.000.000,00.-TL idari para cezası ceza ödemesine karar vermiştir.

 

Kurul yapmış olduğu incelemede;

  • Banka’nın iç kontrol faaliyetleri kapsamında, 2 ayrı şubesinde toplam 3 personel tarafından bankaya sağlanan bireysel nitelikteki kredi bilgilerini içeren sistemler üzerinden şüpheli sorgulamaların yapıldığı tespit edilmiştir.
  • Teftiş Kurulu soruşturmasında, 3 personelin sistem üzerinden sorgulama yetkilerini bankanın erişim ve bilgi güvenliği politikalarına aykırı şekilde kullandıkları tespit edilmiştir.
  • Banka’nın müşterisi olmayan 7.706 kişinin ve banka müşterisi 17.582 kişinin bireysel nitelikteki kredi bilgilerinin hukuka aykırı şekilde erişildiği ve tespit edilmiş olup, banka tarafından gerekli teknik ve idari tedbirlerin alınmadığı sonucuna varılmıştır.
  • Sistem üzerinden sorgulaması yapılan kişilerin TC Kimlik Numaraları 3 personelin şahsi telefonları aracılığıyla banka dışına aktarmış olabilecekleri ihtimali olduğu tespit edilmiştir.
  • İhlalin gerçekleştiği tarih ile tespit edildiği tarih arasında Banka’nın bir şubesinde 24 ay, başka bir şubesinde 18 ay olduğu tespit edilmiş olup, kişisel verilerin ihlal tarihi ve tespit tarihi arasında bu kadar uzun bir zaman dilimi olması nedeniyle, kişisel veri güvenliği takibinin düzenli olarak yapılmadığı sonucuna varılmıştır.
  • Kurum tarafından yayımlanan, Kişisel Veri Güvenliği Rehberi içerisinde düzenlenen Çalışanların Eğitilmesi ve Farkındalık Çalışmaları başlıklı idari tedbire veri sorumlusu tarafından uyulmadığı tespit edilmiştir.
  • Veri sorumlusu tarafından idari tedbirlerin zamanında ve yeterince alınmadığı tespit edilmiştir.

 

Hükmedilen Ceza,

 

Banka’nın KVKK’nın 12. maddesinin 1. fıkrasına uygun olarak gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığından hareketle,

 

  • KVKK m.18 çerçevesinde 1.000.000,00.- TL;

 

idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.

Saygılarımızla;

Kurumsal E-posta Hizmetinin, Google (G-mail) Üzerinden Yine Aynı Uzantıya Sahip Olarak Kullanılıp Kullanılamayacağı İlişkin Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 31/05/2019 Tarih ve 2019/157 Sayılı Karar Değerlendirilmesi

BİLGİLENDİRME NOTU

Konu: Kurumsal E-posta Hizmetinin, Google (G-mail) Üzerinden Yine Aynı Uzantıya Sahip Olarak Kullanılıp Kullanılamayacağı İlişkin Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 31/05/2019 Tarih ve 2019/157 Sayılı Karar Değerlendirilmesi

Tarih: 13/10/2020

Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”), 31.05.2019 tarihli ve 2019/157 sayılı kararında veri sorumlusunun kurumsal e-posta hizmetinin Google (Gmail) üzerinden yine aynı uzantıya sahip olacak şekilde kullanılmasının kişisel verilerinin yurt dışına aktarılması olacağına ve bu kapsamda açık rıza alınması gerektiğine karar vermiştir.

Kurul, Veri Sorumlusunun Kişisel Verilerin Yurt Dışına Aktarılması Bakımından Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun (“KVKK”) 9. Maddesine Uygun Şekilde Yapılması Gerektiği Şeklinde Sonuca Varmıştır

KVKK’nın 9. maddesi, “(1)Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına aktarılamaz. (2) Kişisel veriler, 5’inci maddenin ikinci fıkrası ile 6’ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şartlardan birinin varlığı ve kişisel verinin aktarılacağı yabancı ülkede; yeterli korumanın bulunması, yeterli korumanın bulunmaması durumunda Türkiye’deki ve ilgili yabancı ülkedeki veri sorumlularının yeterli bir korumayı yazılı olarak taahhüt etmeleri ve Kurulun izninin bulunması, kaydıyla ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın yurt dışına aktarılabilir. (3) Yeterli korumanın bulunduğu ülkeler Kurulca belirlenerek ilan edilir.” hükmünü içermektedir.

Kişisel Verilerin Korunması Kurumu henüz verilerin korunmasında güvenilir ülke isimlerini açıklamamış olduğundan ötürü yurtdışına yapılacak olan veri aktarımlarında yeterli korumaya ilişkin taahhüt vermek veya aktarıma ilişkin açık rıza almak gerekmektedir.

Kurul, 2019/157 sayılı kararında, Google firmasına bağlı Gmail uygulaması aracılığıyla gönderilen e-postaların, Google’ın alt yapısını aracılığıyla dünyanın farklı yerlerindeki veri merkezlerinde tutulacağı için bu hususun veri sorumlusu tarafından KVKK’nın 9. maddesine uygun şekilde gerçekleştirmesi gerektiği ve serverları yurt dışında bulunan veri işleyenlerin veya sorumluları aracılığıyla yapılan saklama hizmetlerinin de KVVK’nın 9. maddesine uygun şekilde yapılması gerektiği yönünde karar verilmiştir.

Saygılarımızla;

Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında

BİLGİLENDİRME NOTU

 

Konu: Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında

Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

 

Tarih: 09/10/2020

 

9 Ekim 2020 tarihli ve 31269 sayılı Resmi Gazete’de Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (‘Yönetmelik’’) yayımlanmış olup, Bilgilendirme Notumuz’da Yönetmelik’e ilişkin değerlendirmeler yapılacaktır.

 

28.11.2011 Tarihli Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in (‘’ 28.11.2011 Tarihli Yönetmelik’’) esas amacı, anonim şirketlerin genel kurul toplantılarında uygulacakları usul ve esaslara ilişkin düzenleme getirmektir. Yönetmelik ise, uygulamada yerleşmiş olan düzenlemelere paralellik sağlamak için aşağıda dikkatinize sunulan değişiklikleri getirmiştir.

 

 

  1. 11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 2. maddesi’ne Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (‘’Mersis’’) Hakkında J Bendi Eklenmiştir.

 

‘’Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS): Ticaret sicili işlemlerinin elektronik ortamda yürütüldüğü, ticaret sicili kayıtları ile tescil ve ilan edilmesi gereken içeriklerin düzenli olarak depolandığı ve elektronik ortamda sunulduğu, Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde oluşturulan ve işletilen merkezi ortak veri tabanını da içeren bilgi sistemini,”

Yönetmelik’te yapılan değişiklik ile 28.11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 35. maddesinin 1. fıkrasına çağrılı genel kurul toplantılarında, Bakanlık temsilcisinin bulundurulması için MERSİS üzerinde de başvuru imkanı getirilmiştir. Yukarda bahsedilen değişiklik ile MERSİS sisteminin ne olduğu açıklanmış olup, 28.11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 35. maddesinde yapılan değişikliğe uyum sağlanmıştır.

 

  1. 11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 14. maddesi’nin ikinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 

‘’ Toplantı başkanı, tutanak yazmanı ile gerek görürse oy toplama memurunu tayin ederek başkanlığı oluşturur. Ayrıca tutanak yazmanı ve oy toplama memuru seçilmemişse, bunlara ait görevler toplantı başkanı tarafından yerine getirilir. Elektronik Genel Kurul Sistemindeki teknik işlemlerin toplantı anında yerine getirilmesi için toplantı başkanı tarafından uzman kişiler de görevlendirilebilir. Tek pay sahipli şirketlerde başkanlık oluşturulması ile genel kurul toplantısına katılabilecekler listesinin hazırlanması zorunlu değildir.’’

Türk Ticaret Kanunu’nun (‘’TTK’’) 419. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir,

 ‘’Esas sözleşmede aksine herhangi bir düzenleme yoksa, toplantıyı, genel kurul tarafından seçilen, pay sahibi sıfatını taşıması şart olmayan bir başkan yönetir. Başkan tutanak yazmanı ile gerek görürse oy toplama memurunu belirleyerek başkanlığı oluşturur. Gereğinde başkan yardımcısı da seçilebilir.

Anonim şirket yönetim kurulu, genel kurulun çalışma esas ve usullerine ilişkin kuralları içeren, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından, asgari unsurları belirlenecek olan bir iç yönerge hazırlar ve genel kurulun onayından sonra yürürlüğe koyar. Bu iç yönerge tescil ve ilan edilir.’’

 

Bu değişiklik ile, tek pay sahipli şirketlerde başkanlık oluşturması ile genel kurul toplantısına katılabilecekler listesinin hazırlanması zorunluluğu kaldırılmıştır ve  TTK’ya uyum sağlanmıştır.

  1. 11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 18. maddesinin 7. fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

‘’Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3’teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi gerekir. Elektronik Genel Kurul Sisteminden yapılan temsilci tayinlerine ilişkin olarak Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik hükümleri ve Sermaye Piyasası Kurulunun halka açık şirketlerde genel kurula vekâleten katılma ve oy kullanılmasına ilişkin düzenlemeleri saklıdır.’’

Bu değişiklik ile, halka açık olmayan anonim şirketlerin pay sahiplerinin vekil ile genel kurulda temsili durumda 28.11.2011 Tarihli Yönetmelik uyarınca noter onaylı olmayan vekaletnamelerin noter tarafından düzenlenmiş imza beyanının eklenmesi suretiyle kabul edilmesi düzenlemesi Yönetmelik uyarınca mutlaka ifadesi ile vekaletnamelere noter onayı zorunluluğu getirilmiştir.

 

  1. 11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 32. maddesinin 2. fıkrasına aşağıdaki ekleme yapılmıştır.

‘’Birinci fıkrada sayılanların dışındaki genel kurul toplantılarında, kuruluş ve esas sözleşme değişikliği işlemleri Bakanlık iznine tabi olan şirketler hariç olmak üzere tek pay sahipli şirketlerin genel kurul toplantılarında ve imtiyazlı pay sahipleri özel kurullarında Bakanlık temsilcisinin bulunması zorunlu değildir. Ancak genel kurulu toplantıya çağıranların talep etmeleri ve bu taleplerin görevlendirme makamınca uygun görülmesi halinde Bakanlık temsilcisi görevlendirilir.’’

Bu düzenleme ile, Bakanlık iznine tabi olmayan tek pay sahipli şirketlerde Bakanlık temsilcisi bulundurma zorunluluğu kaldırılmıştır.

 

  1. 11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 35. maddesinin 1. fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

‘’Yönetim kurulu tarafından çağrısı yapılan genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulundurulması için; yönetim kurulu üyelerinden herhangi biri tarafından veya şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınan kişilerce toplantının yer, gün ve saati bildirilmek suretiyle toplantı tarihinden en az on gün önceden Ek-1’deki örneğe uygun olarak bir dilekçe ile fiziki ortamda veya MERSİS üzerinden elektronik ortamda müracaat edilmelidir. Genel kurulun, yönetim kurulu dışında çağrıya yetkili olanlar tarafından çağrılması halinde, dilekçe bunlar tarafından imzalanır. Yönetim kurulunun mevcut olmaması veya yönetim kurulu toplantı nisabı oluşmasına imkan bulunmaması ve 12 nci madde uyarınca münhasıran yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi amacıyla çağrısız toplantı yapılmak istenmesi halinde, pay sahiplerinin veya temsilcilerinin tamamının imzaları noterce onaylanmış dilekçesiyle de Bakanlık temsilcisi görevlendirilmesi istenebilir.’’

Çağrılı genel kurul toplantılarında, Bakanlık temsilcisinin bulundurulması için Yönetmelik MERSİS üzerinde de başvuru imkanı getirmiştir.

 

  1. 11.2011 Tarihli Yönetmelik’in 36. maddesinin 1. Fıkrasının F Bendi Değiştirilmiştir.

‘’Bakanlık Temsilcisi ücretinin yatırıldığını gösterir belge.’’

Bu değişikle, Bakanlık temsilcisi istenmesine ilişkin başvuru yapılması yalnızca banka dekontunu kullanılmasını kaldırmış olup, 28.11.2011 Tarihli Yönetmelik’in lafzı genişletilerek, ücretin yatırıldığını gösterilen belge ile ifade edilmiştir.

 

Sonuç olarak;  Yönetmelik ile, 28.11.2011 Tarihli Yönetmelik’te yapılan değişiklikler ile, anonim şirketlerin genel kurul süreçlerine ilişkin güncellemeler yapılmış olup, anonim şirketlerdeki pay sahiplerinin yararına olacak şekilde bazı hususlar eklenmiştir.

Sermaye Şirketlerinde Kar Payı Dağıtımına İlişkin Sınırlamalar 3 Ay Uzatıldı

BİLGİLENDİRME NOTU

 

Konu: Sermaye Şirketlerinde Kar Payı Dağıtımına İlişkin Sınırlamalar 3 Ay Uzatıldı

 

Tarih: 18/09/2020

 

 

 

17 Mayıs 2020 tarihli ve 31130 sayılı Resmi Gazete’de 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (‘’Kanun’’) Geçici 13’üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ (‘’Tebliğ’’) yayımlanmıştır. 18 Eylül 2020 tarihli ve 31248 sayılı Resmi Gazete’de 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (‘’Kanun’’) Geçici 13’üncü Maddesinin Birinci Fıkrasında Belirtilen Sürenin Üç Ay Uzatılması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı (‘’2948 Sayılı Karar’’) yayımlanmış olup, Bilgilendirme Notumuz’da Tebliğ’e ve 2948 Sayılı Karar’a ilişkin değerlendirmeler yapılacaktır.

 

  1. KANUN’UN GEÇİCİ 13’ÜNCÜ MADDESİ HAKKINDA

 

17/04/2020 tarihli ve 31102 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (‘’7244 Sayılı Kanun’’) ile Kanun’a geçici 13’üncü madde eklenmiştir.

 

Kanun’un geçici 13’üncü maddesi;

 

‘’(1) Sermaye şirketlerinde, 30/9/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşine kadarının dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez, genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez. Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz. Bu fıkrada belirtilen süreyi üç ay uzatmaya ve kısaltmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.

(2) Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeler birinci fıkrada belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir.

(3) Bu maddenin kapsamına giren sermaye şirketlerine ilişkin istisnalar ile uygulamaya dair usul ve esasları belirlemeye, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü almak suretiyle Ticaret Bakanlığı yetkilidir.’’ şeklindedir.

2948 Sayılı Karar ile ise geçici 13’üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen süre üç ay uzatılmıştır.

 

7244 Sayılı Kanun, 2019 yılı faaliyet döneminde elde edilen net kârın dağıtımına %25 şeklinde oransal bir sınırlama getirirken, 2019 yılından önceki faaliyet yıllarına ilişkin elde edilen net kârın dağıtımına ve ayrıca serbest yedek akçelerin dağıtımına tamamen yasaklama getirmektedir. Bu düzenleme ile birlikte, 17/04/2020 tarihinden önce, şirketin 2019 faaliyet yılına ilişkin net karın %25’i veya daha azının dağıtılmasına karar verilmişse bu orana göre pay sahiplerinin payına düşecek tutarların tamamı pay sahiplerine ödenebilecek ancak net kârın %25’ini aşan oranda dağıtılmasına karar verilmişse ve 17/04/2020 tarihi itibariyle henüz kâr payları ödenmemişse veya bir kısmı ödenmişse bu oranın altında kâr payı ödemesi yapılabilecektir. Ancak her halde, net karın %25’ini aşan kısmı 30/09/2020 tarihine kadar pay sahipleri tarafından talep edilemeyecek ve ödeme yapılmayacaktır.

 

2948 Sayılı Karar ile Geçici 13’üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen 30/09/2020 tarihi 30/12/2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Üç aylık süre uzatımı ile amaçlanan husus, Koronavirüs salgının neden olduğu olumsuzlukların ticari hayata olan etkilerinin en aza indirilmesidir.

 

  1. TEBLİĞ İLE GETİRİLEN DÜZENLEMELER

 

  1. Kar Payı Ve Kar Payı Avansı Dağıtım Esasları

 

Tebliğ’in 4’üncü maddesinde kar payı ve kar payı avansı dağıtım esasları düzenlenmiş olup;

 

‘’1) Sermaye şirketlerinde, Kanunun geçici 13’üncü maddesinin yürürlüğe girmesinden 30/9/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem kârının, yalnızca yüzde yirmibeşine kadarının nakden dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez. Bu sınırlama, Kanunun 462 nci maddesi uyarınca iç kaynaklardan yapılacak sermaye artırımında uygulanmaz.

(2) Sermaye şirketlerinde genel kurul tarafından birinci fıkradaki sürenin sonuna kadar yönetim organına kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez.

(3) Kanunun geçici 13 üncü maddesinin yürürlüğe girmesinden önce genel kurulca kâr payı dağıtımı kararı alınmış, ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, birinci fıkrada yer alan sınırı aşan kısma ilişkin ödemeler ile hesap döneminde zarar edilmiş olmasına karşın serbest yedek akçelerden dağıtım kararı alınmışsa henüz ödenmemiş kısma ilişkin tüm ödemeler birinci fıkrada belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir. Ertelenen ödemelere ilişkin olarak faiz tahakkuk ettirilmez.

(4) Genel kurulca yönetim organına kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilmişse, avans ödemeleri birinci fıkrada belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir.’’ şeklindedir.

  • 7244 Sayılı Kanun ile yürürlüğe giren geçici 13’üncü maddenin uygulanması esaslarında ilk olarak; Kanunun geçici 13’üncü maddesinin yürürlüğe girmesinden (17/04/2020) 30/9/2020 tarihine kadar şirket 2019 yılı net dönem kârının, yalnızca yüzde yirmi beşine kadarının nakden dağıtımına karar verilebileceği, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemeyeceği ifade edilmiştir. 2948 Sayılı Karar ile bu süre 30/12/2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

 

  • 7244 Sayılı Kanun’un geçici 13’üncü maddesinin yürürlüğe girmesinden önce genel kurulca kar dağıtım kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamış veya kısmi ödeme yapılmış ise, ödenmemiş kısa ilişkin tüm ödemeler 30/12/2020 tarihine kadar ertelenecektir.

 

  • Kanun’un 462’nci maddesinde yer alan iç kaynaklardan sermaye artırımı uygulaması ise istisna getirilmiştir; esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek  akçeler ile  kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilecektir.

 

  • 30/09/2020 tarihine kadar, şirket genel kurulu tarafından yönetim organına kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemeyecektir. 2948 Sayılı Karar ile bu süre 30/12/2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

 

  1. Kar Dağıtımına İlişkin İstisnalar

Tebliğ’in 5’inci maddesinde aşağıda sayılı şirketler, kar dağıtımı yasağı kapsamından istisna tutulmuştur;

  1. 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunununek-2 nci ve geçici 23 üncü maddesi uyarınca yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle kısa çalışma ödeneğinden ve/veya ücretsiz izne ayrılanlardan 4447 sayılı Kanunun geçici 24 üncü maddesi uyarınca nakdi ücret desteğinden yararlandırılanları istihdam edenler ile 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20 nci maddesi ve ilgili Kararlar uyarınca Hazine destekli kredi kefaleti kullanan ve halen kapanmamış kredi borç bakiyesi bulunanlar hariç, 120.000 Türk Lirası ve altında kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler,

 

  1. Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının yarısından fazlasının, Kanun hükümleri çerçevesinde başka bir sermaye şirketine olan sermaye taahhüt borcunun nakden ve defaten ifasında kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler,

 

  1. Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının, imzalanan kredi sözleşmeleri veya proje finansman sözleşmeleri kapsamında 4 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen sürenin sonuna kadar muaccel hale gelen yükümlülüklerin ifasında nakden kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler.

 

  1. Bakanlıktan Uygun Görüş Alınması

Tebliğ’in 6’ncı maddesinde, 5’inci maddede sayılan istisnai hallerde yapılacak kar dağıtımı, Ticaret Bakanlığı’ndan (‘’Bakanlık’’) uygun görüş alınması şartına bağlanmıştır. Bakanlıktan alınacak uygun görüşü ile birlikte, 5’inci maddede sayılı şirketler kar dağıtımı yapabilecektir. Bakanlık’a yapılacak başvurularda, genel kurul yapılmasına ilişkin yönetim organı kararının noter onaylı örneği, şirketin hesap dönemine ilişkin finansal durum tablosu ile kâr veya zarar tablosuna ek olarak aşağıdaki belgeler Genel Müdürlüğe sunulacaktır:

  1. a) 5 inci maddenin (a) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; anılan bentte belirtilen desteklerden yararlanılmadığına ilişkin ilgili kurumlardan alınacak tevsik edici belge,
  2. b) 5 inci maddenin (b) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; dağıtılacak kâr payının yarısından fazlasını alma hakkı olanların başka bir sermaye şirketine olan sermaye taahhüt yükümlülüğünü tevsik edici belge,
  3. c) 5 inci maddenin (c) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; kredi sözleşmeleri ve proje finansman sözleşmeleri kapsamında ifa yükümlülüklerini tevsik edici belge.

 

  1. Esas Alınacak Finansal Tablolar

Kâr payının hesaplanmasında; finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara uygun hazırlamak zorunda olanlar tarafından Kanun’un 88’inci maddesine göre hazırlanan, bunlar dışında kalanlar tarafından ise 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre hazırlanan finansal tablolar esas alınacaktır.

Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamayacaktır.

  1. DEĞERLENDİRMELERİMİZ

 

Söz konusu düzenleme ile Koronavirüs salgınının olumsuz ekonomik etkilerinin önüne geçilmesi ve sermaye şirketlerinin (anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş şirketler) mevcut öz kaynaklarının korunması amaçlanarak, şirket nakit kar dağıtımları 30/09/2020 tarihine kadar ertelenmiş ve 2948 Sayılı Karar ile bu süre 30/12/2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

 

İşbu Bilgilendirme Notu, ele aldığı konuların genel bir bakışı olarak hazırlanmıştır. Burada sağlanan bilgiler yayınlandığı gün itibariyle doğrudur. Marmara + İyiöz Hukuk Bürosu, bu yayının dayanarak alınan herhangi bir eylemden dolayı sorumlu tutulamaz.

 

 

İleti Yönetim Sistemi (“İYS”) Kayıt Sürelerinin Uzatılması

Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 04.01.2020 tarihli ve 30998 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. İşbu Yönetmelik kapsamında alınan onaylar 01.06.2020 tarihine kadar hizmet sağlayıcılar tarafından İYS’ye aktarılır. Bu sürenin sonunda İYS tarafından alıcılara onayların İYS’ye yüklendiği ve 01.09.2020 tarihine kadar kontrol edilmediği takdirde bu onayların geçerli sayılacağı ile reddetme imkanının İYS üzerinden kullanılabileceği bilgisini içeren bir ileti gönderilir. Alıcılar, İYS’ye kaydedilen onayları 1/9/2020 tarihine kadar kontrol eder. Bu sürenin bitiminden sonra gönderilen ticari elektronik iletiler onaylı kabul edilir.

 

28.08.2020 tarihli 31227 sayılı Resmi Gazete’de Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda, ticari elektronik iletilerin 1 Eylül’de dolacak İYS’ye yüklenme süresi uzatılmıştır. Sisteme kaydolanların söz konusu yönetmelik kapsamında alınan onayları 01.12. 2020’ye kadar hizmet sağlayıcılar tarafından İYS’ye aktarılacaktır.

 

Bu sürenin sonunda İYS tarafından alıcılara, onayların sisteme yüklendiği ve 16.01.2021’e kadar kontrol edilmediği takdirde bu onayların geçerli sayılacağı ve reddetme imkanının İYS üzerinden kullanılabileceği bilgisini içeren bir ileti gönderilecektir. Alıcılar, İYS’ye kaydedilen onayları 16.01.2021’e kadar kontrol edebilecektir. Bu sürenin bitiminden sonra gönderilen ticari elektronik iletiler onaylı kabul edilecektir. Bakanlık, bu tarihleri hizmet sağlayıcıların niteliğiyle ticari elektronik ileti onay sayılarının büyüklüğünü göz önünde bulundurarak 6 ay ertelemeye yetkili olacaktır.

 

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI UYUM SÜRECİ

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI UYUM SÜRECİ

29677 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. KVKK, kişisel verilerin işlenmesinin kontrol altına alınmasını, kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerini ve uyacakları usul ve esasları belirlenmesini sağlamayı hedeflemiştir. KVKK’nın öngördüğü uyum süreci 7 Nisan 2018 tarihinde sona ermiştir. Buna göre; 7 Nisan 2018 tarihine kadar Kişisel Veri Envanteri, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası, Aydınlatma Metni ve Açık Rıza Formları, Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası ve Gizlilik Politikası dokümanlarının hazırlanması gerekmekteydi. Bu dokümanların hazırlanmamasının aşağıda bahsedileceği üzere yaptırımları bulunmaktadır. Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi (“VERBİS”) ise uyum sürecinin son aşamasıdır.

1-  Kişisel Veri Envanteri

Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”) düzenlemeleri uyarınca şirketlerin verilerin ne zaman ve kimlerden toplandığını, verinin ne şekilde kullanıldığını, depolandığını, devredildiğini ve imha edildiğini gösteren bir envanteri oluşturması ve bunun güncel tutulması için gerekli altyapı çalışmasını yapmaları gerekmektedir. Veri güvenliğine ilişkin tedbirler Kurum tarafından rehber vasıtasıyla yayınlanmıştır. Bu doğrultuda veri güvenliği tedbirleri de envantere işlenmelidir.

2- Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası

Veri Koruma ve İşleme Politikası, veri sorumlusu şirket tarafından, hangi kişisel verilere kimler tarafından erişilebileceği veya hangi kullanımların yasak olduğunu belirleyen kurallar bütünüdür. Şirket tarafından hazırlanacak süreç ve politikalar, veri işleme faaliyetinin nasıl yürütüleceğini düzenler.

3- Aydınlatma Metni ve Açık Rıza Formları

Veri sorumlusu şirket tarafından, kişilerden kişisel verilerinin işlenmesine ilişkin rıza alınması amacıyla aydınlatma ve bilgilendirme formları hazırlanmalıdır. KVKK’ya göre kişisel verilerin işlenebilmesi için gerektiği hallerde, ilgilinin açık rızası şarttır. Açık rıza, ilgili kişinin kendisiyle ilgili veri işlenmesine, kendi özgür iradesiyle, konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olarak, tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta ve sadece o işlemle sınırlı olarak verdiği onay beyanıdır. Ancak, dikkat edilmelidir ki açık rıza her zaman geri alınabilmektedir.

4- Saklama ve İmha Politikası

Veri sorumluları tarafından, kişisel verilerin ne kadar süre saklanacağı ve sürenin bitiminde imha işlemi uygulanacağına ilişkin belirleme yapılmalıdır. Veri sorumlularının KVKK çerçevesinde, kişisel verileri ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yasal olarak belirlenen bir sürenin mevcut olması durumunda bu süre belirtilir. Aksi takdirde kişisel veriler ihtiyaç duyulan saklama süresi kadar muhafaza edilmelidir.

5- Gizlilik Politikası

Gizlilik politikası, veri sorumlusunun ilgili kişinin verilerini aktarmayacağına dair vermiş olduğu bir veri taahhütnamesi niteliğindedir.

6- VERBİS

VERBİS sistemi; kişisel verileri işleyen gerçek veya tüzel kişilerin, kişisel veri işlemeye başlamadan önce kaydolmaları gereken ve işlemekte oldukları kişisel verilerle ilgili kategorik bazda bilgi girişi yapacakları bir sistemdir.

VERBİS’e Son Kayıt Tarihleri
Veri Sorumluları Kayıt yükümlülüğü başlangıç tarihi Kayıt için verilen süre Kayıt için son tarih

 

Yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den çok olan veri sorumluları 01.10.2018 15 ay 30.06.2020

 

 

 

7- Uyum Sürecine Uyulmaması Halinde Uygulanacak Cezai Hükümler

KVKK madde 17 uyarınca ihlalin niteliğine göre kişisel verilere ilişkin işlenen suçlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) çerçevesinde aşağıdaki şekilde değerlendirilecektir:

TCK madde 135 çerçevesinde kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi Bu hükmü ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.
TCK madde 136 çerçevesinde verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme Bu hükmü ihlal eden kişiye, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilir.
TCK madde 138 çerçevesinde KVKK madde 7 hükmüne aykırı olarak; kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın kişisel verileri sistem içinde yok etmekle, silmekle, anonim hale getirmekle yükümlü olanların görevlerini yerine getirmemesi Bu hükmü ihlal eden kişiye, 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası verilir.

 

İdari para cezaları, KVKK’nın 18. Maddesinde kabahatler başlığı altında incelenmiştir. KVKK’da belirtilmiş olan idari para cezaları her yıl enflasyona bağlı olarak değişmektedir. Buna göre 2020 yılı için idari para cezaları aşağıdaki şekilde olacaktır:

  Alt Sınır Üst Sınır
KVKK madde 10 çerçevesinde aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemek Kanun 2020* Kanun 2020*
5.000-TL 9.013-TL 100.000-TL 180.264-TL
KVKK madde 12 çerçevesinde veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemek Kanun 2020* Kanun 2020*
15.000-TL 27.040-TL 1.000.000-TL 1.802.641-TL
KVKK madde 15 çerçevesinde Kurul tarafından verilen kararları yerine getirme Kanun 2020* Kanun 2020*
25.000-TL 45.066-TL 1.000.000-TL 1.802.641-TL
KVKK madde 16 çerçevesinde VERBİS’e kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket edenler Kanun 2020* Kanun 2020*
20.000-TL 36.053-TL 1.000.000-TL 1.802.641-TL

 

8- Sonuç

Veri sorumluları şirketler, kişisel verilerin korunması uyum süreci kapsamında; Kişisel Veri Envanteri, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası, Aydınlatma Metni ve Açık Rıza Formları, Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası ve Gizlilik Politikası dokümanlarını hazır etmesi gerekmektedir. Bu dokümantasyonların hazır edilmesi VERBİS’ kayıt sürecinden farklıdır. VERBİS’e kayıt tarihi 30.06.2020 tarihine kadar uzamış olmasına karşın bahsi geçen dokümanların tamamlanma tarihi geçmiş olduğundan ivedilikle hazır edilmesi gerekmektedir.

Koronavirüs Tedbirlerinin Kişisel Verileri Koruma Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi

KORONAVİRÜS TEDBİRLERİNİN KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KANUNU ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Koronavirüs (COVID-19); tüm dünya çapında insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden ve ölümlere yol açan bir hastalık olarak gündemde yer almaktadır. İşbu Bilgilendirme Notumuzda, Koronavirüs’ün Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında nasıl değerlendirileceğini ve buna bağlı olarak bu verilerin hangi şartlar altında işlenebileceği hususu değerlendirilecektir.

 

  1. KORONAVİRÜS (COVID-19) İLE KİŞİSEL VERİLER ARASINDAKİ İLİŞKİ

 

Kişisel veriler, bireyleri tanınabilir veya belirlenebilir kılmaya yarayacak her türlü verilerdir. KVKK kapsamında temel prensip kişisel verilerin bir hukuka uygunluk sebebinin varlığı halinde işlenmesidir.

 

KVKK’nın 6. maddesinde, hukuka aykırı olarak işlendiğinde kişilerin mağduriyetine veya ayrımcılığa sebep olma riski taşıyan bir takım kişisel veri “özel nitelikli” olarak belirlenmiştir. Bu veriler; ırk, etnik köken, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançlar, kılık ve kıyafet, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlık cinsel hayat, ceza mahkumiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili veriler ile biyometrik ve genetik verilerdir.

 

Koronavirüs ile ilgili işlenecek olan sağlık verileri özel nitelikli kişisel veriler olacağından bu verileri işlerken dikkatli olunması gerekmektedir. İlgili kişilerden açık rıza alınmadan kişisel verilerinin kamu sağlığının korunması amacı ile işlenmesi hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı nedeni ile mümkün olsa da işlenen verilerin işleme amacıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması gerekmektedir.

 

  1. İŞ YERİNDE ATEŞ ÖLÇÜLMESİ

 

  1. Aydınlatma Yükümlülüğü

 

KVKK’nın 10. maddesi çerçevesinde veri sorumluları, her bir kişisel veri işleme faaliyetinde verilerin işlenmesinden önce veri sahiplerine karşı aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmelidir. Dolayısıyla her durumda olduğu gibi işverenler tarafından Koronavirüs salgını kapsamında alınan tedbirlerin uygulanması esnasında kişisel veri işleniyorsa işverenlerin çalışan, ziyaretçi gibi önlemlerin muhatabı veri sahiplerine karşı aydınlatma yükümlülüğü devam etmektedir.

 

Bu nedenle, iş yerine giriş esnasında ateş ölçülmesi yapıldığına ilişkin aydınlatma mahiyetinde iş yeri girişine yazı konulması gerekmektedir.

 

  1. İş Yerinde Ateş Ölçülmesinin Hukuki Dayanağı

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın işyerlerine yönelik hazırladığı 20.03.2020 tarihli COVID-19 rehberinde, çalışanlara işe başlamadan önce ateş ölçer ile ateş ölçümü yapılması gerektiği belirtilmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı tarafından 23.03.2020 tarihli valiliklere yönelik yazıda ise, özel güvenlik görevlilerinin ziyaretçilerin ateşini ölçmesinin kamu güvenliğinin sağlanması ve kamu sağlığının korunması amacıyla salgına karşı alınacak tedbirler ve önlemler kapsamında birtakım sorumlulukların yerine getirilebilmesi için virüs salgınının yaşandığı bu süreçte ve bu süreç sona erinceye kadar makul bir uygulama olduğu ve salgın süresince, özel güvenlik görevlilerinin termal kamera ve gelişmiş ateş ölçer ile ölçüm yapmasında sakınca görülmediği belirtilmiştir.

 

Bu kapsamda, iş yerine giriş esnasında termal kamera veya ateş ölçer ile ölçüm yapılması Koronavirüs tedbirleri kapsamında sayılmıştır.

 

  1. Ateş Ölçümü Sonucunda Çıkan Verinin Kaydedilmesi

 

KVKK’nın 6. maddesi çerçevesinde sağlık verileri özel nitelikli kişisel veriler olup, bu verilerin işlenmesi için açık rıza aranmayan tek istisnai durum, sağlık verilerinin, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler (işyeri hekimi vs.) veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından işlenmesidir.

 

Ateş ölçümü sonucunda elde edilen veri sağlık verisidir. Sağlık verilerinin de açık rıza aranmadan işlenebilmesinin koşulu, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan işyeri hekimi tarafından işlenmesidir. Koronavirüs tedbirleri kapsamında ateş ölçme işleminin bizzat işyeri hekimi ya da sır saklama yükümlülüğü olan sair sağlık personeli tarafından yapılması uygun olacaktır. Ancak, yukarıda belirtildiği üzere Emniyet Genel Müdürlüğü’nce özel güvenliklere ateş ölçme yetkisi verilmiştir. Özel güvenliklere verilmiş olan bu yetki KVKK’nın 6. maddesine bir istisna oluşturmayacaktır. Ateş ölçümünden çıkacak olan verilerin doğrudan işyerine hekimine bağlı olması gerekecektir. Şüpheli bir durum olması halinde işyeri hekimi ilgili kişiyi yanına çağırabilecektir.

Bu kapsamda, sürecin işyeri hekiminin yönetiminde ve gözetiminde yürütülmesi ve süreçte görev alan kişilerle gizlilik sözleşmeleri imzalanması önerilir.

 

  • KORONAVİRÜS SEMPTOMLARI GÖSTEREN ÇALIŞANIN BU DURUMU İŞYERİ HEKİMİNE BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

 

Bu çerçevede, özellikle sağlık verilerinin işlenmesi açısından çalışanın rızasını alma yoluna gidilmesi tercih edilebileceği gibi, salgının yayılma hızı düşünülürse, çalışan kendi rızası ile de hastalık bildirimi yapabilecektir. Açık rıza dışındaki şartlar dâhilinde ise, sağlık verilerinin iş yeri hekimleri tarafından işlenmesi söz konusu olacaktır. İşyerinde çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı çerçevesinde kendilerinin ve diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekten sorumlu oldukları için Koronavirüs semptomları gösteriyorlarsa diğer çalışanlara da hastalığın bulaşma ihtimalini önlemek adına işyeri hekimine bildirmelidir.

 

Burada işverene yüklenen başka bir sorumluluk vardır. İşveren, çalışanlardan birinde Koronavirüs semptomlarından herhangi birinin saptanması halinde derhal işyerine hekimine başvurması gerektiğine ilişkin bir aydınlatma yapmalıdır. Bunu çalışanlara e-posta yolu ile ya da işyerinde duyuru şeklinde yapılması çalışanların meşru menfaati çerçevesinde değerlendirilecektir.

 

İşyeri hekiminin işyerinde Koronavirüs vakasının tespit edildiğini İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Birimine derhal bildirmesi gerekmektedir.

 

  1. İŞYERİ HEKİMİNİN İŞYERİNDE KORONAVİRÜS VAKASININ TESPİT EDİLDİĞİNİ DİĞER ÇALIŞANLARINA BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

 

İşyeri hekimine başvuran çalışana Koronavirüs teşhisi konulursa, işyeri hekiminin bunu diğer çalışanlara bildirme yükümlülüğü vardır. Koronavirüs, bulaşıcı olduğundan bir çalışana teşhis konulursa diğer çalışanlara da bulaşmış olabileceği düşünülmelidir. Bu nedenle, herkesi tedbir alması açısından işyeri hekimi işyerinde bulunan diğer çalışanlara duyurmakla yükümlüdür. Ancak, işlenen verilerin işleme amacıyla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması gerektiğinden çalışanın ad soyad bilgileri paylaşılmadan duyuru anonim olarak yapılmalıdır.

 

  1. DEĞERLENDİRMELERİMİZ

 

Koronavirüs salgını Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiş olmakla beraber Koronavirüs salgınının bulaşıcılığının çok ileri seviyede olduğu belirtilmiştir. Çin, İran ve İtalya başta olmak üzere tüm dünya çapında insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden ve ölümlere yol açan bir hastalık olarak gündemde yer almaktadır.

 

İşyerlerinde çalışanların güvenliği açısından birtakım tedbirler alınmalıdır. İşveren, çalışanlarına bildirim yaparak Koronavirüs semptomlarını taşımaları halinde derhal işyeri hekimine başvurmaları gerektiğine ilişkin bildirim yapmalıdır. Bununla beraber, eğer çalışanlardan birine Koronavirüs teşhisi konulmuşsa, işyeri hekimi çalışanın adını vermeden tüm işçilere bildirim yapmalı ve hepsini kontrol etmelidir.

 

İşyeri hekiminin işyerinde Koronavirüs vakasının tespit edildiğini İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Birimine derhal bildirmesi gerekmektedir.

Koronavirüs Salgını Nedeniyle VERBİS Kayıt Sürelerinin Uzatılması

Koronavirüs (COVID-19); tüm dünya çapında insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden ve ölümlere yol açan bir hastalık olarak gündemde yer almaktadır. Bazı işyerlerinin fiziksel olarak kapalı olması veya uzaktan / dönüşümlü çalışma modeli uygulanması, bu nedenle veri sorumlularınca kişisel veri işleme envanteri hazırlama çalışmalarının yapılamaması ve Veri Sorumluları Siciline (VERBİS) kayıt yükümlülüğünün süresinde yerine getirilemeyeceği gerekçesiyle 23/06/2020 tarihinde Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2020/482 sayılı kararı (“Karar”) ile VERBİS’e kayıt sürelerinin uzatılmasına ilişkin karar vermiştir.

 

Bu Karar uyarınca yeni süreler aşağıdaki şekilde olacaktır:

 

VERBİS’e Son Kayıt Tarihleri
Veri Sorumluları Kayıt yükümlülüğü başlangıç tarihi Kayıt için son tarih

 

Yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den çok olan veri sorumluları 01.10.2018 30.09.2020
Yurtdışında yerleşik veri sorumluları 01.10.2018 30.09.2020
Yıllık çalışan sayısı 50’den az ve yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den az olup ana faaliyet konusu özel nitelikli kişisel veri işleme olan veri sorumluları 01.01.2019 31.03.2021
Kamu kurum ve kuruluşu veri sorumluları 01.04.2019 31.03.2021

 

 

Koronavirüs Salgını Nedeniyle Sigorta Primlerinin Ertelenmesine İlişkin Bilgilendirme Notu

Koronavirüs (COVID-19); tüm dünya çapında insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden ve ölümlere yol açan bir hastalık olarak gündemde yer almaktadır. Bu nedenle, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 24.03.2020 tarihli 31078 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında 01.04.2020 tarihinden 30.06.2020 tarihine kadar bazı mükelleflerin mücbir sebep halinde olduğu kabul edilmiş ve bu mükelleflerin 2020 yılına ait Mart, Nisan, Mayıs aylarına ait sigorta primlerinin ödeme süreleri ertelenmiştir. T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 02.04. 2020 tarihinde sigorta prim ödemelerinin ertelenmesine ilişkin bir duyuru (“Duyuru”) yayınlamıştır.

 

İşbu Duyuru çerçevesinde,

 

  • COVID-19 salgınından doğrudan etkilenen ve alışveriş merkezleri dahil perakende, sağlık hizmetleri, mobilya imalatı, demir çelik ve metal sanayii, madencilik ve taş ocakçılığı, bina inşaat hizmetleri, endüstriyel mutfak imalatı, otomotiv imalatı ve ticareti ile otomotiv sanayii için parça ve aksesuar imalatı, araç kiralama, depolama faaliyetleri dahil lojistik ve ulaşım, sinema ve tiyatro gibi sanatsal hizmetler, matbaacılık dahil kitap, gazete, dergi ve benzeri basılı ürünlerin yayımcılık faaliyetleri, tur operatörleri ve seyahat acenteleri dahil konaklama faaliyetleri, lokanta, kıraathane dahil yiyecek ve içecek hizmetleri, tekstil ve konfeksiyon imalatı ve ticareti, halkla ilişkiler dahil etkinlik ve organizasyon hizmetleri sektörlerinde faaliyette bulunan mükellefler, ana faaliyet alanı itibarıyla içişleri bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine ara verilmesine karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflere ait, iş yerlerinde sigortalı çalıştıran özel sektör işverenler,

 

  • Ana faaliyet alanları itibarıyla mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen; anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarından Bağ-Kur sigortalısı olanlar

 

faydalanabilecektir.

 

  • 2020 Mart ayına ait sigorta primlerinin ödeme süresi 11.2020 tarihine,

 

  • 2020 Nisan ayına ait sigorta primlerinin ödeme süresi 11.2020 tarihine,

 

  • 2020 Mayıs ayına ait sigorta primlerinin ödeme süresi 12.2020

 

tarihine kadar ertelenmiştir.

 

Erteleme nedeniyle gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmayacaktır.

 

Ayrıca, İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler uyarınca 65 yaşını doldurmuş veya kronik rahatsızlığı bulunması nedeniyle sokağa çıkma yasağı kapsamına giren gerçek kişi işverenler ile isteğe bağlı sigortalılar hariç 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılardan;

 

  • 22/03/2020 tarihi ile mücbir sebep döneminin sonuna kadar 65 yaşını doldurmuş olanların,

 

  • Kronik rahatsızlığını sağlık kuruluşlarından alınacak muteber belgelerle ispat ve tevsik edenlerin,

 

mücbir sebep dönemi boyunca tahakkuk edecek sigorta primleri, sokağa çıkma yasağının sona ereceği günü takip eden 15. günün sonuna kadar ertelenmiştir.